top of page
Yazarın fotoğrafıokancilingiroglu

Motivasyon ve İlham Üzerine

Motivasyon ve İlham


Motivasyonu düşük ya da olmayan çalışma arkadaşlarımızı kolayca motive edebileceğimizi düşünmüyorum. Bence insanlar zaten ya motivedir ya da değildir. 


Ancak, insanlara ilham verebileceğimize inanıyorum.


İnsanları sopalarla veya havuçlarla motive edebilirsiniz ya da edebileceğinizi düşünebilirsiniz. Ödül veya tehdit yoluyla onlardan istediğiniz davranışları bir süreliğine elde edebilirsiniz. Peki, bu durumda birbirleri arasında bir sadakat ve güven var mı? Kesinlikle hayır. Bu sadece bir "biat" kültürü oluşturur ve bu kültür ilk bulduğu fırsatta kendi kendini yok eder.


Genellikle insanlar motive olmadıklarında, bunun sebebi her zaman kendileriyle ilgili değildir; bazen de bulundukları durumlar bir gerekçe olabilir. Belki bulundukları takımın kültürüne ait hissetmiyorlardır, belki görülmediklerini ya da duyulmadıklarını düşünüyorlardır, belki korkuyorlardır ya da hazırlıksızdırlar.


Bu yüzden şunu bilmeliyiz: Birisi motivasyonsuzsa, onu hemen motivasyonsuz olarak etiketlememeliyiz. İlk olarak bu durumun sebeplerini incelemeliyiz. Bireyler üzerinde Robbins, Maslow, Herzberg gibi teorileri uygulayarak neden motive olmadıklarını ve eksiklerini tespit edebiliriz. Fakat "haydi şimdi motive olalım" diyemeyiz.

Tahmin edersiniz ki, sadece insanları motive etmeye odaklanırsak, çok sınırlı bir düşünce tarzına saplanırız. Örneğin, ödüle dayalı bir motivasyon sistemi tasarlamışsak, ödülü kestiğiniz anda tüm motivasyonunu yitiren bir çalışan havuzuna sahip oluruz. Cezaya dayalı bir motivasyon sistemi tasarlamışsak, insanlar birbirlerini sırtından bıçaklayabilir, ihanet edebilir, kırabilir ve asla birbirine güvenemeyecek bir çalışan havuzuna sahip oluruz. Sonuç olarak, herkes başka bir yerde, daha iyi bir işe girmeye çalışır.


Çözüm? İnsanlara ilham vermeliyiz.


Onlara işlerinin daha değerli olduğunu gösteren bir amaç ve vizyon duygusu aşılamalıyız. Kendilerinin önemli olduklarını hissetmeliler (çünkü gerçekten çok ama çok önemliler) ve görüldüklerini, duyulduklarını ve anlaşıldıklarını hissetmeliler. Güven ve sadakat inşa edilmeli. Öğrenme odaklı bir ortam yaratılmalı. İşle ilgili hata yapmaktan korkulmayacak bir ortam oluşturulmalı. Bu, sadece bireylerin değil, tüm takımın ve organizasyonun büyümesine de mutlak katkı sağlayacaktır.


İnsanlar sadece para veya ikramiye için değil, harika insanlarla birlikte çalışmayı tercih ettikleri, kendilerini değerli hissettikleri, katkılarının takdir edildiği ve gelişimlerinin desteklendiği için işlerine devam etmeliler. Böyle bir ortamda, çalışanlar sadece görevlerini yerine getirmekle kalmaz, aynı zamanda işlerine tutkuyla bağlanırlar. Bu da daha yüksek performans, daha iyi takım çalışması ve daha güçlü bir kurumsal kültür demektir.

Sonuç olarak, gerçek başarı ve sürdürülebilir büyüme, insanları motive etmekten öte onlara ilham vermekten geçer. İlham, kısa vadeli kazançların ötesine geçerek, uzun vadeli bağlılık, güven ve sadakat yaratır. İlham verdiğimizde, çalışanlarımız yalnızca işlerini yapmakla kalmaz, aynı zamanda organizasyonun vizyonuna ve misyonuna yürekten inanır ve bu inançla hareket ederler. Bu da hem bireysel hem de kurumsal düzeyde olağanüstü başarıların kapısını aralar.


Peki nasıl ilham vereceğiz? Bir sonraki yazıda efem.


Sevgiler,

Okan Çilingiroğlu

2 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page